30 Mart 2012 Cuma

FOTOĞRAF USTALARINI TANIYALIM II : REHA BİLİR




Reha Bilir, Eskişehir Anadolu Lisesinde okuduğu yıllarda (9.sınıfta) başladığı amatör fotoğrafçılığı 35 yıldır sürdürüyor.


Reha BİLİR röportajından...


''Fo­toğ­raf çek­me­ye or­tao­kul yıl­la­rım­da te­sa­dü­fen, sı­nıf içi et­kin­lik kol­la­rından fo­toğ­raf­çı­lık ko­lu­na se­çil­mek­le baş­la­mış ol­dum. Okul için­de ya­pı­lan bir ya­rış­ma­da al­dı­ğım ilk ödül be­ni ce­sa­ret­len­dir­di. 1977 yı­lın­da ilk kez ulu­sal bir fo­toğ­raf ya­rış­ma­sın­da da ödül alın­ca, ai­le­min de des­te­ği­ni ka­zan­mış ol­dum. İler­le­yen yıl­lar­da yi­ne ya­rış­ma­la­rı ta­kip ede­rek, fo­toğ­raf dün­ya­sın­da yer al­ma­ya ça­lış­tım''



 Paris'te  2012 yılı Aralık ayında 7'incisi düzenlenecek olan
 Dünya Kupası Fotoğraf Yarışması'na jüri üyesi olarak davet edildi. 
Yarışmayı Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu (FIAP)  düzenliyor.

Beyşehir’de doğan Reha Bilir, İstanbul Üniversitesi eczacılık fakültesi mezunudur. Serbest eczacı olarak çalışmaktadır. 
İlk ödülünü 1977 yılında Akbank’ın bölgelerarası yarışmasında alan Bilir’in yurt içi ve yurt dışı yarışmalarda birçok ödülü bulunmaktadır.
 2000 yılında “Son Ustalar” adlı seri fotoğrafları ile Pamukbank fotoğraf yarışmasında teşvik ödülü , İtalya da iki farklı yarışmada  özel ödüller aldı. 
2004 yılında AFIAP (Uluslararası fotoğraf sanatçısı) ünvanı ile ödüllendirildi.
Aralarında 1999 yılında İsviçre’de Dünya Kupasının da olduğu, Ülkemizin en prestijli fotoğraf ödüllerinden 2008 Şinasi Barutçu kupası, 2009 Sami Güner Kupası da dahil olmak üzere çok sayıda ödül aldı. 
 ödüller :

http://rehabilir.com/?page_id=134
  2008 Şinasi Barutçu Kupası
Altı fotoğraftan oluşan diziden biri


(Şinasi Barutçu,Sami Güner Fotoğraf Kupası için, )
Birçok ülkede karma sergilerde fotoğrafları yer alan Reha Bilir’in, ülkemizde de birçok ilde fotoğrafları ve dia gösterileri sergilendi. “Dijital Kareler” isimli sergisi nedeniyle, Pamukbank tarafından yayınlanan “Türkiye’de Fotoğraf” isimli yayında, fotoğraf üzerinde bilgisayar ortamında oynamalar yapan ilk Türk fotoğrafçıları arasında gösterildi.Birçok dergi, gazete ve mesleki yayınlarda röportajları, fotoğrafları, portfolyoları yayınlandı. Uluslararası ve ulusal birçok yarışmada jüri üyesi olarak yer aldı.



Eczacıbaşı tarafından yayınlanan “Balıkçılar” ve "Pazar" albümlerinde fotoğrafları yer aldı. Özel bir dergide, Pir Sultan Abdal’ın torunlarının göçebe yaşamını konu alan “Gezginci Dervişlerin Kalender Torunları” ve Mevlevi yaşamının konu edildiği “Ben Dönerim, Gökler Döner” isimli foto röportajları yayınlandı.




Beyşehir’in Yeşildağ kasabasındaki ‘Leylekler Vadisi’nin fotoğraflarla ülkede ve yurt dışında tanıtımına katkılarından dolayı, Yeşildağ Belediyesi tarafından 2004 yılında ‘fahri hemşehrilik’ belgesi ile ödüllendirildi.

EFSAD (Eskişehir), AFAD (Adana) ve AKFİD (Akşehir) derneklerinin üyesi, Selçuklu Fotoğraf Sanatı Derneği “ FOTOSEL” in kurucu başkanı olan fotoğrafçının Adana Life ve Photo Dijital dergilerinde yazıları yayınlanmaktadır.

Birçok dernekte ve üniversitelerde fotoğraf etkinliklerine, fotoğraf günlerine, sempozyumlara, panellere, fotoğraf fuarlarına fotoğraflarıyla ve birikimleriyle katılan fotoğrafçı, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi fotoğraf etkinliklerine danışmanlık yapmaktadır.











Portre Çekimleri


  •  PORTRE ÇEKİMİ İLE İLGİLİ  HENRİ CARTİER- BRESSON'DAN  ,


''Portrede, o kişinin içindeki sessizliği ararım.'' 


 ve  W. EUGENE SMITH  'den  BİR SÖZ, 



"İnsanların fotoğraflarını çekmek istiyorsanız öncelikle o insanları tanımayı öğreniniz. İnançlarını, tavır ve hareketlerini, hislerini anlamaya çalışınız. Biliniz ki kültürünüz ve meşgul olduğunuz konu hakkındaki bilginiz ne kadar derin olursa, başarı oranınız da o kadar büyük olur."


       PORTRE ÇEKİMİ İLE İLGİLİ  BİR LİNK ,



       VE  FOTOPYA'DAN BİR YAZI.

Bir tanıdığınızın açık havada yüz ve omuzları ile güzel bir portre fotoğrafını çekmek istiyorsunuz. Çok basit, sadece...

Sadece ışığı kollamak lazım?


Portre çekimi için en ideal ışık, aydınlık ama aynı zamanda da bulutlu bir havanın sağladığı ışıktır. çok güneşli bir havada modelinizin burnundan dudaklarına ya da alnından, saçlarından gözlerine düşen gölgeler, fotoğrafta, normal gözle gördüğümüzden çok daha abartılı çıkar ve fotoğrafı çirkinleştirir. Eğer hava güneşliyse gölgelik bir alana gidip ışığı arkanıza almaya çalışın ve ışığın modelinizin yüzüne yumuşak ve eşit dağılmasına dikkat edin. Direkt, güçlü ışıktan kaçının. Hepsi bu.

Sadece odak uzaklığını doğru seçmek lazım?

100 mm"lik bir odak uzaklığı standart portreler için mükemmel bir seçimdir. Bu sayede modelinizin yüzü daha derli toplu çıkacak ve yüzün daha doğal gözükmesini sağlayacaktır. Fotoğraf makinanızla gelen zumlu bir objektif kullanıyorsanız, objektifinizi en yüksek sayıya ayarlayın. Bu sayede objektif, sizi çektiğiniz objeye yaklaştırmış olacaktır. Eğer makro çeken bir objektifiniz varsa bu objektifle de portre objektifi olarak çok başarılı sonuçlar alabilirsiniz. Hepsi bu.

Sadece diyaframı doğru ayarlamak lazım?
Seçeceğiniz en geniş diyafram açıklığı, yani diyafram ayarındaki en küçük sayı (f/2.8 veya f/3.5 ya da f/4.0 olabilir) modelinizin geri planının flulaşmasını sağlar. Bu flu fon sayesinde modelinizin yüzü ön plana çıkar ve fotoğrafa bakan herkesin dikkati fotoğrafta bakılması gereken tek yere odaklanır. Arkadaki ayrıntılarla dikkat dağılmaz. Flu olmasına rağmen arkadaki fonda eşit güçte bir ışık gelmesine dikkat edin. Mesela arkadan bir arabanın farları iki beyaz flu delik gibi gözüküp dikkati modelden alıp arka planda yoğunlaştırmasın. Hepsi bu.

Sadece kompozisyona dikkat etmek lazım?
Modeliniz karşınızda duruyor. Ona 45 derece yana dönmesini söyleyin. Ve daha sonra kafasını çevirerek direk size baksın. Boyunda kırışıklık olmamasına dikkat edin. Göz kontağı iyi bir portre fotoğrafında aranan en önemli unsurdur. Eğer modelinizi çok yakından çekmek zorunda kaldıysanız ve kafanın hepsini kadraja sığdıramıyorsanız, çeneyi değil dengeli bir şekilde kafanın üst tarafını kesin. Hepsi bu.

Sadece doğru netleme yapın?
Bir portre çekiminde en önemli unsur gözlerin net olmasıdır. Direkt olarak gözlere netleyin. Gözde bir ışık yansıması oluyorsa bu fotoğrafınızı daha da etkileyici bir hale getirecektir. Hepsi bu.

Açık havada iyi bir portre çekimi için gördüğünüz gibi başlangıç olarak fazla bir şey bilmeye gerek yok. Sahiden de hepsi bu.


Portre çekimi için standart ayarlar:

Obtüratör/Perde hızı (Shutter Speed): Eğer tripodsuz çekiyorsanız, minimum 1/125 saniyede çekin. Işık yeterliyse daha hızlı bir ayarda çekmelisiniz.
Diyafram (Apperture): Minimum ayara alın. Böylece makinanın içindeki diyaframı sonuna kadar açmış olacaksınız. Diyafram sayıları objektiften objektife farklılık gösterir. Kimisinde en küçük ayar f/2.8 iken bir diğerinde en küçük ayar f/4.0 ya da f/5.6 olabilir. Hangisiyse o ayara getirin.
ISO: En düşük sayıya getirin. Pozometreniz   1/125 saniyede sıfırın altına iniyorsa, ISO yu bir ayar yükseltin. 400 ISO dan yukarı çıkmamaya çalışın.
Pozometre ayarı: Makinanızın ayarını, merkez ağırlıklı pozlama ayarına getirin. (Bu ayarı nasıl yapacağınızı makinanızın kullanım kılavuzundan bulabilirsiniz.)


http://www.fotopya.com.tr/magdetay/618/fotograf-cekim-teknikleri-tavsiyeleri-1-portre-cekimleri



23 Mart 2012 Cuma

Kadir Caner Çınar'ın Yarışma Fotoğrafı ESPARK AVM 'de

Eskişehir  Orman Bölge Müdürlüğü ve Eskişehir Fotoğraf Sanatı Derneğinin işbirliği ile düzenlenen ‘’ Eskişehir Ormanları’’ konulu yarışmaya katılan kulübümüz üyesi  KADİR  CANER  Çınar’ın fotoğrafı sergilenmeye değer görüldü . Sergi Espark AVM’de  23-24-25 tarihleri arasında düzenlendi.  Arkadaşımızı kutluyoruz. 






 Kadir'i sergilerde tekrar izlemek dileğiyle.. 


  ''Ormanda gün batımı'' fotoğraflarından...







Kadir Caner Çınar 


18 Mart 2012 Pazar

FOTOĞRAF USTALARINI TANIYALIM I: BRESSON




"Fotoğraf dünyasının tek kişiye tanıdığı adının baş harfiyle anılma ayrıcalığına sahip  HCB , Henri Cartier- Bresson''



Foto-röportajları dünyanın en önemli dergilerinde otuz yıl boyunca aralıksız yayınlanmış, fotoğrafları A.B.D.’de ve Avrupa’daki en önemli sanat galerilerinde sergilenmiştir . Decisive Moment isimli sergisi Louvre Müzesinde açılan ilk fotoğraf sergisidir.


 "Benim anladığım kadarı ile fotoğraf çekmek bir anlayış biçimidir. Diğer görsel anlatım biçimlerinden ayrı düşünülemez. Kişi kendini bu yol ile özgürlüğe açar, dogmatik ve sınırlı düşünceye kapar. Fotoğraf bir hayat tarzıdır..." 







      1908-2004     



Ailesiyle,1909

Bresson 1908 yılında orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak ,
 Paris yakınlarındaki ,Chanteloupe ’da doğmuştur.

İlk fotoğraflarını Brownie marka kutu fotoğraf makinesi kullanarak ailesi ile gittiği hafta sonu gezilerinde çekmiştir.

(bkz: http://fotograf.terimleri.com/Kutu_fotograf_makinesi.html)

İlk Leica sı


Profesyonel anlamda fotoğrafçılıkla 1930'dan sonra ilgilenmeye başladı. 1931 yılında yanında az bir parayla Afrika'ya gitti ve orada ormanda yaşadıklarını belgeledi.1932’de ilk 35 milimetrelik Leica makinesini satın aldı.



                1954                                                            
İtalya,1971
Ezra Pound ,1970

1937 'de İspanya İç Savaşı'nı konu alan bir belgesel  yaptı.
1936-1939 yılları arasında  '' Bir Kır Gezisi'' ile  ''Oyunun Kuralı'' adlı filmlerde yönetmen Jean Renoir'ın asistanlığını yaptı.

1940'ta II. Dünya Savaşı sırasında askerlik yaptı ve Almanlara esir düştü ancak 1943 yılında kaçmayı başardı.  Savaş esirlerinin kaçmalarına yardımcı olan Fransız yeraltı örgütüne katıldı.

Aynı yıllarda Matisse, Bonnard, Braque, Claudel gibi sanatçıların portrelerini çekti. 1945 yılında sürgünlerin Fransa'ya dönüşünü anlatan Le Retour (Dönüş) adlı filmi çekti.

1947 'de fotoğrafçı Robert Capa ve David Seymour'la birlikte Magnum Photos adlı fotoğraf ajansını kurdu.

 Dünyanın çeşitli ülkelerini gezdi ve çektiği fotoğrafları 1952-1956 yılları arasında yayımladığı kitaplarında kullandı. Bunlardan en ünlüsü Images à la Sauvette 'te (ŞipŞak Görüntüler) fotoğrafın anlamı ve tekniği üzerine kapsamlı düşüncelerine yer verdi. 


1952 de Decisive Moment ( Karar Anı ) kitabını yayınladı. Bu kitaplar daha sonraları Cartier-Bresson'un fotoğraf ustası olarak anılmasına yardımcı oldu.                                           

                              
Karar Anı Kitabının Orijinal Kapağı,1952



Bresson fotoğraf çekme deneyimi için ‘Mutlak An’ (Decisive Moment) kavramını tanımlamıştır. Ona göre mutlak an saniyeden çok kısa bir süre içerisindeki, en doğru çerçeve ve kompozisyon ile ulaşabileceğimiz, bize fotoğraflanan olayın ya da insanın özünü anlatan zamandır. Bresson bu süreci, “Fotoğrafda, en küçük şey bile, büyük bir özne haline dönüşeblir” sözüyle özetler. 

Bresson’a göre objektif '' mutlak an''da açılıp kapandıysa, fotoğrafınızda içgüdüsel olarak geometrik bir düzen oluşturduğunuzu görür, bu düzen olmadan fotoğrafınızın hem şekilsiz hem de cansız kalacağını fark edersiniz.
Bresson’un bu anlayışı, resim çalışmaları sırasında etkilendiği Kübizm’in fotoğrafa yansımasıdır. Kübizmin temel olgusu, nesnelerin özünün sadece çoklu bakış açılarıyla ve eş zamanlı olarak yakalanabileceğidir. Bresson bu anlayışı fotoğraflarına ağırlıklı olarak geometrik şekillerle ve diğer formel yapılarla yansıtmıştır. 
                                                                  


New York,1947

İstanbul,Galata 1964





















Bresson her şeyin ‘Mutlak An’da belirlendiğine ve sonraki müdahalelerin fotoğrafın özüne zarar verdiğine inanır.Bir fotoğrafın baskı sırasında kesilmesine tamamen karşıdır.


Ona göre, eğer bir fotoğrafı kesmeye ya da kırpmaya başladıysanız, oranların geometrik açıdan doğru olan karşılıklı etkileşimini öldürüyorsunuz demektir.
                                                                                                                 
Cartier Bresson, olayın en çarpıcı, dramatik yapının kurulduğu en üst noktasında yakalanması ilkesine dayanan an fotoğrafının babası olarak kabul edilir.











Fotoğraflarının altına her zaman kısa açıklamalar
yazmaktan hoşlanmıştır.


                Marsilya,1932
'' I was walking behind this man when 
  all of a sudden he turned around.''
   

Roma,1959
Atina,1953
                         
 Fransa Sen Nehri 
Batı Almanya ,1956

                                                                                                 

Hyde Park,1937
Marsilya, 1968

Bresson 1966 yılında fotoğraflarının dağıtım hakkını da vererek  Magnum Fotoğraf Ajansı'ndan ayrılır.

 
Kendi Portresini çizerken,1992
          



70’lerle birlikte fotoğraf çalışmalarını arka plana    iterek, gençliğinden bu yana tutkusu olan resim   çalışmalarına yönelir.







 Oxford Üniversitesi Onur Doktorluğu belgesi, Fransız Fotoğrafçılar Birliği ve Alman Fotoğrafçılar Birliği'nin de ödüllerinin arasında bulunduğu çok sayıda ödülleri bulunan Bresson'un "Gandhi", "Rusya", "Çin" ve "Küba" röportajları da 1948, 1954, 1960 ve 1964 yıllarında Yabancı Basın Kulübü ödüllerine layık bulunmuştur.


Onun fotoğraflarını sıradan bir haber fotoğrafı olmaktan çıkarıp belge niteliği taşımasını sağlayan ve günümüze kadar ulaştıran şey, fotoğraflarındaki estetik değerlerdir.

Bir foto muhabiri olarak Bresson, oluşturduğu görüntülerde, gördüğü şey hakkında, ne düşündüğünü ve ne hissettiğini keskin bir biçimde ifade etme ihtiyacı duymuştur. Bu yüzden fotoğrafları sıklıkla inceliklidir ve kolay anlaşılırdır, nadiren karmaşıktır.

Basın fotoğrafçılığına derin bir saygısı vardır ve hikayelerini tek bir etkileyici fotoğrafta anlatma eğilimindedir. İnsanın gerçekleri ve olgularla ile ilgili foto  muhabirliği deneyimi, onun haber ve tarih duyumundan, fotoğrafın toplumsal rolü ile ilgili yaklaşımından beslenmektedir.




Bresson’un portre yaklaşımı da onu çağdaşlarından ayıran bir inceliğe sahiptir. Doğal ışık kullanarak, fotoğrafladığı kişi ile ilgili referanslara ulaşabileceğimiz mekansal portre anlayışından faydalanarak bu inceliği gözler önüne serer.

FOTOĞRAF ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ....

  • "Fotoğraf, doğuşundan bu yana özünden hiçbir şey kaybetmemiştir, değişen salt teknik verilerdir. Benim çalışmalarımda teknik hiçbir zaman birincil sorun olmamıştır..."
  • "Fotoğraf, uygulaması kolay gibi gözüken bir uğraş görünümündeyse de; gerçekte çok yönlü, içinde belirsizlikleri barındıran bir olgudur. İçinde bulunduğu çevre şartları, ekonomik baskılar, özellikle insanın üretememe sıkıntısı bu alanın uygulayıcılarını kaçınılmaz olarak fotoğraf makineleri ile bu gerçekleri kaydetmeye itmektedir..."
  •  "Düzmece" veya sahne fotoğrafçılığı beni hiç ilgilendirmiyor. Eğer bir yorum yapacaksam, psikolojik ve sosyolojik olgulara yöneltmek isterim. Birçokları, evvelden planlanmış konuları bulmak için yola koyulurlar. Benim yaklaşımımda kamera, bir not defteri, "an"ı saptamada bir sezgi aracıdır. "An"ı yakalamadaki ustalık, bence vizörden görülen görüntüleri çok kısa bir zamanda görsel bir biçimde düzenleyebilme ve anlık kararlar alabilme yeteneğidir. Bu eylem; akıl disiplinini, duyarlılığı, yerleşik bir geometri anlayışını, her şeyden önce bir konsantrasyonu gerektirir. Kişi, bu yöntemle çok sade bir anlatım biçimine ulaşabilir. Fotoğraf çeken kişiler kendilerine ve konularına karşı çok saygılı olmalıdırlar..."
  • "Fotoğraf çekmek, kişinin nefesini tuttuğu, bütün benliği ve yetenekleriyle kendini bir noktaya yoğunlaştırdığı, gerçekle yüz yüze geldiği andır; görüntünün oluştuğu bu an, fotoğrafı çekene fiziksel ve entelektüel bir haz verir..."
  • "Saniyenin bölümleri arasında gerçekleşen fotoğraf çekme eylemi içinde, formlar görsel bir biçimde düzenlenirken iyi bir anlatım da aranır. Kişi kafasını, gözünü ve kalbini tek bir düzleme getirmek durumundadır..."
  •  "Düşünme, fotoğrafı çekmeden önce ve çektikten sonra yer alması gereken bir süreçtir. Fotoğraf çekerken asla düşünülmemelidir.  Başarı, kişinin genel kültür düzeyine, değer yargılarına, zihninin berraklığına ve canlılığına bağlıdır. En çok korkulması gereken tehlike, yapay, yaşama aykırı olan şeylerdir''.

Ankara Ünv. İletişim Fakültesi Fotoğraf ve Grafik Anabilim Dalı
Foto Muhabirleri Derneği
Wikipedia














17 Mart 2012 Cumartesi

Furkan Yılmaz - Nur Sönmez



Furkan Yılmaz









Nur Sönmez







Şeyma Denizhan




Melike Candan



Pazar Yeri - Özgenur Geridönmez



19 Ocak 2012 Perşembe  günü hava buz gibi soğuk ve ayaz var ,belki pazar kurulmamıştır diye tahmin ettik ama gene de  planımızı bozmayıp yola koyulduk...



 



Pazar kurulmuştu ama,soğuk nedeniyle pazarcıların da alışverişe gelenlerin de sayısı fazla değildi.

 


 
Feride'nin de

 


Özgenur'un da keyfi yerindeydi.

 Çekilen tüm fotoğraflar gözden geçirildi, elendi ve 120 fotoğraf  sergilenmek üzere hazırlandı...









Özgenur Geridönmez 'in objektifinden

















Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler